Onları sizin kadar sevebilecek birileri daha var

Psikoloğun Notu


Çocugun Anneden İlk Ayrılığı : Anaokula Başlama Süreci
Anaokuluna başlayan çocuk ilk kez annesinden ayrılır, farklı insanların arasına girer. Anaokuluna başlama sürecinde çocuklarda farklı duygusal bir değişim yaşanır. Çoğu zaman sancılı geçen okula alışma sürecini basarıyla atlatmada en büyük rol anne-babaya düşer.

Anaokulu eğitimin başladığı kurumdur. Eğitim ise anaokulu öncesinde anne tarafından verilmeye başlanmıştır. Tanım olarak tutum ve davranış değiştirme olarak kabul edilen eğitim süreci bir anlamda doğum ile başlamıştır. Uyku beslenme saatlerinin düzenlenmesi ilk eğitim örnekleri olarak görülebilinir. Annenin tek basına ve aile içinde verdiği bu eğitim anaokulu dönemi öncesine kadar sürer. Artık kendi ihtiyaçlarını karsılar olgunluğa eren çocuk toplumsal ortamlara açılmaya başlayacağı (ortalama 3 yaş) olgunluğa erdiği zaman anaokulu zamanı da gelmiş sayılır.

Çocuk için ev dışında her türlü ortam yabancıdır, bilinmez içerir dayanılmaz cazibesi ile birlikte ürkütücü özellikler de içerir. İnsanlığın en temel çatışmalarından biri olan yaklaşma-kaçınma çatışmasını bir biçimde çocuk hisseder: Bir yandan dış ortamın çekiciliği bir yandan ürkütücülüğü çocukta çatışma yaratmaktadır. Çocuk çelişkili duygular içindedir. Bir bölümü bu duyguları açık, uzun ve yoğun olarak yaşar ve sergilerken bir kısmı da nispeten daha örtülü, kısa süreli ve hatta düşük yoğunlukta yaşar.

Bu duyguların şiddeti çocuğun sergileyeceği tepkilerin biçimlenmesinde önemli rol oynar. Temel güven duygu sorunu yaşamamış, annesi ile uyumlu ve dengeli ilişki yaşamış, sağlıklı ve güvenli bağlanma geliştirmiş çocuk göze çarpan bir tepki sergilemez, yumuşak bir geçişle bu yeni eğitim ortamına uyum yapar. İlişkilerinde zorluklar barındıran ve tereddütler yasayan çocuğun tepkileri ise daha şiddetli olabilir. Öncelikle anneden ayrılmayı reddetme ve anaokuluna başlamasında ısrar edilmesinde de tepkilerin artarak şiddetlenmesi ortaya çıkan ilk belirtilerdir. Durumda duruma farklılık görünmesine karşın tepkiler farklı biçim ve şiddet ile ortaya çıkarlar: Sabah okul zamanı ile başlayan karın ağrıları, ağlamalar, hareketlerde yavaşlama, isteksiz ve olumsuz cevaplar, kısaca çocuk bastan aşağıya olumsuz ve her şeyi reddeden bir tutum içindedir. Okul sözünden vazgeçildiğinin ilan edilmesi ile tüm belirtiler çok hızlı bir biçimde söner, bir süre önce sergilenen alevli tablonun yerini tam bir huzur havası alır.

Çocuğun okul reddine yönelten bilinen bir neden varsa bunun hızlı bir biçimde ortadan kaldırılması gerekir. Öncelikle öğretmen ve okul yöneticileri ile işbirliği içinde olunmalıdır. Anneden ayrılmanın yarattığı ayrılık kaygısının basit bir durum olarak, hor görülen bir biçimde ele alınması uygun değildir. Ciddi bir kaygı söz konusudur. Çocuğun güven duygusunun yeniden kazanılması gerekir. Annenin belirli bir biçimde okul içinde veya çevresinde onu terk etmeden beklediğini sergilemesi uygun olur. Bu süreç tam güven kurulduktan sonra tamamlanır. Ne zaman sonlanacağı tam olarak kestirilemez. Çocuk anneye ayrılabilme işaretini verir.

Bu durumda çocuğun okula gönderilmekten vazgeçilmesi uygun değildir. Erteleme sonrasında da çocuğun benzer tutum sergileme olasılığı yüksektir. Okula gitmenin gerekli olduğu aile içinde ortak bir değerlendirme ile alınmış kesin bir karar olarak çocuğa sunulmalıdır. Bu tutum hiçbir başka koşul ile sunulmamalıdır.

Çocukların bu durumu atlatmalarında diğer birçok durumda olduğu gibi öncelik sevgi ve güvendedir. Bu durum ve sergilenen tutumlar sevgi ve güven ile aşılması daha kolay olacaktır. Sevgi göstermek ancak bunu sergilerken de dengeli olmak gerekir. O güne kadar anne baba tutumu olarak sergilenmemiş davranışlardan, suni tutumlardan uzak durulmalıdır. Okula gitme hiçbir zaman pazarlık konusu olmamalıdır.

Okula gitmeyi reddetme 2 hafta ya da daha fazla sürerse, red ile birlikte ortaya çıkan diğer yakınmalar başka zamanlarda da sürerse, günlük etkinliklerde aksamalar ya da zorlanmalar ortaya çıkarsa bir uzmandan yardım alma zamanının geldiği düşünülebilir. Önemli olan çocuklarımızda bu tür davranışlar ortaya çıkmadan önleyebilmektir. Çocuğumuzda bu tür ayrılık kaygısı belirtileri yaşanmaması için anne ve babaların çocuk yetiştirme konusunda daha bilinçli olmaları gerektiği bilinen bir gerçektir.

Taner DEMİR
Psikolog